Yediği çikolatanın tadı, ruhuna bulaşmış arkadaşım’a …
Sular çekildiğinde yoktun sen.. Sen meddin devamın yoktu..
Yadırgarım sandılar..Sensiz ellerim kuruymuş sanki.Sensiz sesim biraz kısıkmış gibi..
Ben de öyle sandım bir an, sonra geçiverdi..
Çünkü ben istersem, çayı da şekersiz içebilirim..Ve çikolatasız
yaşabilirim..
Çünkü sevgilim, ben sana "sevgilim" demeden de sonbaharı karşılar ve kuru yapraklara uzanıp, uyuyabilirim..
Topuklarım yokluğunda da duyurur şımarık seslerini, avare dolaşsam da
sokaklarda..
Yalnız da sinemaya gidebilirim, inan öyle de eğlenirim..
Sular çekildiğinde yoktun sen..Ayaklarıma iştahla sarılmıştı
yosunlar, sen bana toktun..
Daha derine gidemem sandılar..Boğulacağımdan
korktular..Tenim daha önce hiç ıslanmamış sanki..
Nefesimi tutamazmışım gibi..
Ben de öyle sandım bir an, sonra geçiverdi..
Çünkü ben istersem, balıklarla da dansederim..Ve suyun
altında ruhumun geniş ciğerleriyle soluk alabilirim..
Çünkü sevgilim,ben sana "sevgilim" demeden ve kanat çırpmadan da
uçabilirim..
Kahkaham yokluğunda da duyurur kendini, dalsam da arada bir uzaklara..
Yalnız da içebilirim dibine kadar, inan öyle de eğlenirim..
Sen meddin sevgilim, devamın yoktu..O
zamandı..geçmişti..Bilmiyorum sonra ne oldun..
Sahi ne oldun?
İtiraf etmeli; çaya hala beş şeker ekliyor ve çikolatayı
dudaklarımdan eksik etmiyorum..Onlar beni bırakana dek ben sevdiğim herşeyi
sımsıkı sarıp, sahipleniyorum…Çekilmiş deniz suyu gibi, biraz tuzluyum bu ara. Cezir'im ben, Med'siz de, böyle de, ve hala gülümseyebilmiş dudaklarımla, ve hala kıpırdaşıp duran haylaz umutlarımla ve bal gibi yaşıyorum..