2 Ekim 2012 Salı

LİMON AĞACI






Soruları çoktan çalınmış, ve O'nun dışında herkese makul bir ücretle satılmış bir sinav gibiydi hayat..Parmakları evrilmişti adeta klavyeyi yıllarca,aylarca,günler ve saatlerce yalamaktan. En sevdiğine, biricik kızının derin kuyulardan devşirilmiş gözlerine bakarken bile tek bir noktaya ve son derece didaktik bir beklentiyle, ve son derece tekdüze bir şüpheye odaklanıyordu.Şüphesi bile sıradandı bakarken. Cep telefonunu kulağına dayamışcasına konuşur olmuştu dostlarıyla. Sesi hep meşgul çalıyordu. Konuşurken bile geri vitese almış, bir yerlere kaçıyordu.Mesai öfkesiydi onunki. Bağırması öğle tatilinde önüne açılan döner-pilav servisiyle bitecekmiş gibiydi. Fazla tehlikesizdi..Küçük bir parkın yanından geçerken bile gözlerini yeşilden kaçırır, tatil umudu elini kolunu kapar diye kollarını düğümleyerek uzaklaşırdı.. Asla yalnız yürümüyor gibiydi. Evine uzanan merdiveni bile, metro merdivenlerinden homurdanarak çıkan kalabalıkların eşliğindeymişcesine çıkardı. O tanışıklığı olmayan kalabalığı tuvaletine bile sokardı sanki. Sifonu çekerken, bir sonraki durakta inmek üzere şöförü bilgilendiren o düğmeye basardı yüzündeki ifade..
Yalnızlık ne bilmezdi. İçi hep kalabalıktı. Ruhunda hep ciddi toplantılar, hatırlı müşterilerle yapılan mühim görüşmeler cirit atardı. Yemeğini yerken, daima faiz oranını hesapladığından, temkinli davranarak, masadan ilk o kalkardı..Gece olup yatağa girince, üzerine raftaki dosyaların tozunu örterdi.. Uyurken hiç üşümeyişi, başka bir şeyden değildi.

Düş görmezdi..Hiç ama hiç...Hem zaten sektirmeden izlediği dizilerin hepsinin kahramanıydı..Ve önündeki işi yetiştirememe korkusu olduğu zamanlarda, Viyana çıkartmasındaki bir yeniçeri kadar heyecan yaşardı..Bu yeterdi.Rüyaları düş kurmaya benzettiğinden, uyumaktan bile korkardı.Onu yeni güne davet eden, dünyanın en işlevsel "günaydın"ı olan telefon alarmını duyamamaktan da..

Hikayesinin bir sonu olsa, emin olun yazardım..Ama ben bunları karalarken, ağzına tıkılan mamayı yutmaya çalışan çaresiz bir çocuk gibi uyumaya çalışıyor..Yarın zor bir gün olacak, emeğinin hakkını almaktan başka herşey için; yan komşu onu daha çok sevsin, kapitalizm yanağından bir makas daha alsın, ailesi gururdan omzuna bir kat daha vatka taksın, faturalar sekmeden yatsın,  ülkesi kalkındıkça kalkınsın diye sevmediği işi her gün yeniden ve yeniden yapmaya mecbur kılınmış her insan için..Umarım bu gece düşüne ilk kez, mis kokulu bir limon ağacı girer..İyi geceler..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder