7 Kasım 2012 Çarşamba

RENK HIRSIZI





Ben yazarken hissettiğim ne varsa, onu benden daha iyi anlatan bir fotoğraf kullanırım.İsterim ki kelimelerimin ustalıktan uzaklığına, bir fotoğrafçının ustalığı makyaj olsun mırıldandıklarıma dair. Bugün bu resmi kullandım, çünkü istiyorum ki hepiniz hayal kırıklığına uğrayın. Affedin beni ama hepinizin suratı asılsın istiyorum bugün. Sebebini doğrudan anlatacak değilim elbette, imalar benim pırıl pırıl kamuflajım oldu hep..Yazarken değil sırf, ben her zaman maskeliyimdir. Ama çıkar denklemi çözdüğümden değil, yaşadıklarım bana saklanmayı öğrettiğinden. Kaypakça gelebilir kulağa, kusura bakmayın ama bence çok mantıklı.

Renklerin ayrıştırdığı güzelliklerin olmadığı bir dünyanız olsun şimdi. Birkaç dakikalığına renklerinizi çalmak istiyorum. Endişelenmeyin, yazı bittiğinde hepsini geri vereceğim.Hala okumak istiyorsanız, başka bir farklılıkla deneyeceğim bu başı düğümü ve çözümü malesef olmayan hikayeyi sizinle yazarak. Size kör olun demiyorum, daha kötüsü belki; tanıdığınız ve gördüğünüz insanlar en sevdiği renklerdeki bluzü giyerken, siz tonların sıkıcı ve dar skalasında griye,  siyah ve beyaza tutsak olun istiyorum. Sevdiğinizin gözlerinin rengini grinin tonlarından hesap ederek yazın şiirlerinizi. Denizin ve gökyüzünün rengini eşleştirecek yetiniz ve mecaliniz olmasın istiyorum bugün. Annenize asla sevdiği renkteki çiçekleri götüremeyin, ona koşarken, kapıda son bir kez duraklayıp, "ne olur bu çiçek onun en sevdiği renkte olsun!" diye dua edin istiyorum.

Hiçbir manzarayı diğerlerinin görebildiği derinlik ve hissiyatla seyredemeyin. Fırçayı elinize her alışınızda, paletinizde sadece gri, siyah ve beyaz olsun istiyorum. Karakaleme tutsak ressamlar tanıyorum. Renklerin yasaklandığı bir dünya tanıyorum. Eğer renksiz davetime iştirak edereseniz, bu sizi alevini ayırt edemediği yangına, yanmaktan bihaber çocuğun elini umarsızca uzatışına götürebilir. Yanmamanızı dilerim. Ama yanmaktan korkmanızı temenni ederim.

Elma şekerinin kırmızısına öyle yabancı olun ki, kırmızının o tutkuyla bayıltan dansını izlerken, sıkıntıdan esneyin istiyorum. Kırlara sırt üstü uzanırken, omzunuzun öptüğü gri, izlediğiniz gök yüzü gri, sevgilinin aşkla bakan gözleri simsiyah, dudaklarının ateşi renksiz olsun istiyorum. Aşkı siyah-beyaz yaşayan modern yeşilçam filmleri biliyorum. Turuncunun sıcaklıkla akıp gitmediği, mavinin huzurunu tarif edemeyen tualler biliyorum..

Renklerin ve binbir çeşit tonlarının girdabıyla çağlayan sofralarımız var. Tabağınızdaki yemeğin, kokusundan hemen sonraki ilk çekiciliğini, renklerini unutun istiyorum. Koca bir gri'yi ağzınıza sokup çiğneyin istiyorum. Siyah ve beyazı yutup sindirin istiyorum. Eskisi kadar lezzetli gelmiyor, değil mi?
Bu et kanlı, yiyemeyeceğim, diyemeyecek olmanızı avantaj olarak görebilirsiniz. Çünkü kırmızıyı unutmanız gerektiğinden daha önce bahsetmiştim. Salatanın da sizin için eskisi kadar albenili olmayacağının farkında olarak öneriyorum bunu..Yediğinizden bir şey anlamayın istiyorum, anladınız mı? Bej rengi kuru ekmeğin giremediği kursaklar duydum. Onların hüznüyle patlıcanın büyülü moruna kör olan gözler gördüm.

Renkleri çalınmış hayatlar izliyorum. Nedenlerinden bahsetmeyeceğim. Sonuçlar hep odağım olmuştur. İmalar kamuflajım..

Buraya kadar tahammül edebildiyseniz, hikayemin henüz bir sonu da olmadığından, burada, orta yerinde gözlerinizi açabilirsiniz artık. Renklerinize kavuşun şimdi.. Tanrı sizi renklerinizden ayırmasın, tabi.Ben onlara kavuşamayan, ben griye esir edilmiş hayatlar biliyorum. Tüm renkleri çalınmış ömürler biliyorum..İstedim ki gösterdiğim o renkli fotoğraftan uzaklaştırayım sizi. Bu kez objektif size koca bir yalanı anlatsın. Birkaç dakikalığına sizi renklere kör edeyim istedim. Başarısız olduysam da umrumda değil. Çünkü ben anlatmak istediğimi içim daralarak da olsa anlattım.

Şimdi size tavsiyem; mutfağa koşup, dolabınızdan, varsa kıpkırmızı bir elma alıp, o muhteşem rengine saygı duyarak afiyetle yiyin..Bunu bence gerçekten düşünerek yapın. Çünkü ben o elmanın kırmızısına dokunamayan dudaklar biliyorum. Bence hiç bahsetmeseniz de, siz de biliyorsunuz...










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder