22 Eylül 2012 Cumartesi

BARİ SEN ETME



Bana adımı sormadılar..
Sana sordular mı kardeşim?
Şu rahme gireceksin dediler..Aynen de öyle yaptım.. Biraz bekle dediler..Sorgulamadan vaktimi bekledim sessizce.. Birkaç litre suyun içinde şuursuzluğun en huzurlu, bilincin en el sürülmemiş haliyle bekledim anamın rahminde.. Elime bir dünya haritası tutuşturan olmadı hiç.. Cepleri hediyelik eşya azmiyle dolmuş bir turist gibi işaret parmağımı heyecanla gezdirmedim memleketten memlekete... Bana damarımda kol gezecek kanın grubunu anlatmadılar..Kanı gruplandırmışlardı da, kanı adlandırmışlardı da,  bundan bana ne?!...Kafatasımın şekli umrumda bile değildi! Hangi densiz "umur", bir avuç kemiğin şeklini şemalini yüceltirdi?..Tek ilgilendiğim, hesapsız sorgusuz sualsiz bir dokunuşla buruşuk parmaklarımla anamın kordon bağına sarılmaktı... Tek tutunduğum, yaşamın kendisi bile değil, fiili haliydi; "yaşamak"tı..
Bana hastane sormadılar.. Hangi ışığa, hangi gün, saat kaçta yürüyeceğimi haber veren olmadı.. Bekledim..Çok rahat..Loş.. Kulağıma gelen sesleri kişiselleştirmeden, etiketlemeden, gramerini irdelemeden, iklimini adlandırmadan işittim...Ne güzeldi.. Ne isimsizdi..

Doğdum..
Bana adımı sormadılar..
Sana sordular mı kardeşim?
Küçük ayaklarımın üzerinde doğrulduğum ilk gün, beni ayakta tutan toprağa isim koymaktan bihaberdim ben..Ağzıma meme verdiler, kimindi?Merakım doymaktı.. Elime ekmek verdiler..Buğdayı nereden hasat edildi? Bana neydi..Doymuştum ya..Yetmez miydi?

İşitmeye devam ettim..
Hangi dilde olduğu, inan kardeşim, zerre umrumda değildi.. Sevdiklerimin ismiyle başlayıp, açlığıma dillendim..Susuzluğuma..Sıkıldığıma dillendim.. Düştüm..Acıma dillendim.. Sevindim, neşeme dillendim..

Bana adımı sormadılar..
Sorgulamadan kabul ettim..Adımı..Kanımı..Şeklimi..Dilimi..Toprağımı..Anamı..Babamı..
Varoluş sevmelerin en hesapsız suretiydi..Sevmek zoraki bir cumhuriyetti..Ve ben kendi meclisimden teni kovdum sordukları ilk gün..Bana neydi?Hele hele, onlara neydi..?!

İnan umrumda değil adın..İstersen kendi uydurma dilinle birkaç sözcük gevele.. Seni anlamak aşkına, yeryüzünde sadece senin bildiğin o kutsal dili seve seve öğrenirim..Senin dilin yaralamaz beni..Değil mi ki en anlaşılmaz dil en çok konuşulandır.. Anne de..Ana de..Ekmek de..Su de.. De ki boğuldum sözcüklerin akışkan derinliğinde..Olsun..Anlamak istemem yetmez mi be?

Bana adımı sormadılar kardeşim..

Sen başka toprakta kirletiyorsan da topuğunu, ben başka nehirden içmişsem de suyumu, sen buğdaydan aldıysan ben karaya çaldıysam da tenimi, senin dilin sevildiyse, benimki yerildiyse de, senin tarihin döverse de benimkini, sen doğru anlaşıldıysan da, ben yanlışlıkların soyadıysam da, ya da tüm bunların tam tersiyse, herşeyimiz çok ayrıysa kardeşim, sakın aldanma, sakın inanma sana söylenen tarih sayfalarıyla aklını bozmuş heriflere.. Yok sansalar ve yok saysalar da, öyle derin  ortak noktalarımız var ki seninle..

Bana adımı sormadılar ya kardeşim, işte onlar var ya ah onlar, sana da sormadılar..
İkimiz de doğduk dünyanın herhangi bir yerinde.. Neden farketsin, ha büyüdük aynı rahimde, ha dünyanın bambaşka bir memleketinde.. İkimiz de ağladık doğarken, ve gramer kalıplarına sığdıramadıkları, ve o paylaşamadıkları ayrı dillerde, ikimizin de tek derdi doğmak ve doymakken, ve ikimizin çocukluğu benzer hayallere ve oyunlara dalarken,  ve ikimizin de yetişkinliği benzer korkuların sınavından titreyerek geçerken, ikimizin de  yegane uğraşı "yaşamak"ken,sakın bana farklı olduğumuz zırvalığından bahsetme...!Bari sen etme!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder