24 Ekim 2012 Çarşamba

NE OLUR YANİ?



Güneşini paylaşsan ya benimle...
Ne olur yani hiç uyanmasan?
Senin gözlerin karanlıkta da
Bin pareli öpücük zaten.
Sen bakma, ben öpeyim onar onar, yüzer yüzer..
İçme sen o kahveyi,
o iki satırı da okumayıver çayının yanında.
Ne olur yani?
Ben iki satır arasına sıkışıp, demi olayım
parmak aralarında yüzen terinle sevişen çayının.
Beni doğacak günün say,
benim güneşsizliğimi
senin kendi içine damlayan gülüşüne say,
ki piramite saklanmış uçarı yedi rengini
yutuvereyim..
Senden yansıyanlar israf,
her bir rengin hazine dengi..
Kıyma onlara,
benim olsunlar işte..

Geceni paylaşsan ya benimle?
Ne olur yani, hiç uyanmasan?
Senin gözlerin uykunun ölümünde de
en umutlu şarkıyı söylüyor..
Yorma düşlerinin geniş kartelasını..
Sana ben masal diyarına attığım
geniş ağı çekeyim.
İçinde kıpırdaşıp duran düşlerini,
kırık aynanın yırtık derisinde sana ben göstereyim.
Beni kül rengi ayın ermişi say, gezgini say..
Ne olur yani?
Akrep ve yelkovan istifler hecelerini.
Ayırt edilemez olur sonra sesin.
Beni gecenin en edilmeyecek lafı say..
Kıyma sözcüklerine,
sözcüklerin de benim olsunlar..

Tanrını paylaşsan ya benimle?
karanlık odalara gizlice sürüyerek taşıdığın hani?
Sen o kemik sesleri kulaklarında,
Sen o kaypak siyahın koynunda,
varlığını inkar etmek istediğin yakarışlarını
ver avuçlarıma.
Ben anılarının damarlarında kol gezip
etmekten korktuğun tüm duaları edeyim
senin adına.
Korkmaktan korkan
sığınmaktan kaçan yanını
ben örteyim
kapkara kanatlarımla.
Biraz da bende saklan.

Seni işte,
biraz da öyle seveyim ben.
Ne olur yani?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder