7 Aralık 2012 Cuma

SEGAH

dergahından derilmiş güllerden
o zehr-i aşk genzime akar.
iki ciğerim çürütmüş
nefesim derinse ne yazar..
masalsa masal
de yalansa yalan
sanrılarım segahtansa çal,
kıyıp da veremem sen al,
düşbazsam da biraz
dillerim mübahsa
ve ellerim haram.
iki gözüm menevişinde ayın
izlerken yalan tayyaremden
o köprülü şehr-i riyayı uzaktan
ve çocukluğumun huzurlu secdesinden
ismi konmamış bir omza
dayayarak ruhumun çocuk kalmış başını,
yetişkinliğime araftan eser destursuz karabasan..


dergahından derilmiş güllerden
şu zehri aşk genzime akar.
iki gözüm kurutmuş
gözyaşım ıslaksa ne yazar.
dert değil sana, lafsa laf
günbatımlıksa da ömürlükse de.
cümbüş-ü meşk kokarken dört yanım
alna işlenmişin cenneti kar
hüznü zarar..
deminin acıttığı boğazım kadar darsa da
ve matemine sokulduğum sokaksa, çıkmazsa da
dirheminden eksildiğim hayat
benim ya nihayetinde,
sen düş düşlerimden.
düşmesen düşürür 
dönerek sarhoş eden bu mavi mühre.
hekimsiz
ve devasız
öyle de bir şey..
bırak.
ki andolsun
ki sen, hüznün gergefinden sakındığım,
ki senin canın sağolsun.





















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder