30 Ocak 2013 Çarşamba

Tüketerek Tamamlanmak




Kadın yarım konuşuyor. Şöyle yarım, şu şekilde eksik:

"Nasıl...?  Ama..? Yetmeli...Eşim daha bu sabah...Bakiye yetmeli..Dalga mı geç..."

İnanın aynen bunları söylüyor..İnanın yarım konuşuyor..

Yarım konuşmak da neymiş, demeyin..Oluyor işte..Hep oluyor..



Bir anne kızına

"Olmaz..Biraz daha..olmalı.."

diyor eteğıne bakıp.Kız anlıyor muhakkak..Ben part-time konsantrasyonla pek de anlamıyorum ama olasılıklar konusunda tecrübe sahibiyim. Daha uzun bir model tutuşturuyorum ellerine. Sosyolojiye giriş dersinin vizesi var elli dakika sonra.

Genç bir kız, arkadaşına
"Basenlerim..Önceki kız arkadaşı... Bu çok.. gösteriyor..olmaz..." diyor

Kabinden uzanan el,
" Kalıp dar.. yoksa ben aslında 36.."
diyor, aklımdan tamamlıyorum cümleyi, 38  beden olanını uzatıyorum.


Askıdan düşürdüğünü elime tutuşturan kadın,
"Bunun...yok mu?" diyor.

İnanın öyle diyor. Herkes yarım konuşuyor. O kadar yorucu ki tamamlamak..Beynim uyuşuyor, karıncalanıyor.

İşim, burayı bir tür acil servise çeviren insanların kanamayı sürdüren yaralarını sezonun favori renkleriyle sarmak. Kanama şiddetini azaltmak için kalp seviyesinden yukarıda tutuyorum yarayı. Parayı uzattıkça kalp seviyesinden de uzaklaşır hemen hemen tüm yaralar.. Eğer göğsünün tam ortasından, aniden boş kalmış kollarından, daha incesi bulunmuş belinden, içinde binbir türlü fikrin birbirini ıskalayan kurşunlar gibi öfkeyle uçuştuğu başından  henüz ve derinden yara almış  bir kadınsa canhıraş kabine kendini atan, durum daha ciddi olduğundan, bası noktalarına yüklenerek durduruyorum kanı. Basenlerine, göbeğine, haddinden büyükse göğüslerine baskı uygulayarak onları bir beden küçük giysilerin içine sığıştırmam gerekebiliyor. Olduğunuzdan daha zayıf gösteren bir elbisenin içindeyken, sizi terkeden adamı daha az önemsersiniz, ve kuşkusuz kanamanın şiddetini azaltacaktır bu. Yarım kalmışlığınızı da..Bir süreliğine. Etkisi geçtiğindeyse, yine bana geleceksiniz.


Kan kaybetmek şoka girmeye sebep oluyor. İşim vücut ısınızı mümkün olduğunca normal seviyeye çekmek üzere, üşümenizi engellemek oluyor o durumda. İçinizi ısıtmak için, sadece iki adet üretilmiş, deri, kan kırmızısı çantanın üzerinde ışıldayan sıcacık logoyu göstermem yeterli olacaktır. Şokun azalan etkisi, yarım kalan, daha ziyade; günde yüzlerce kez duyduğumdan kulaklarımın duyarsızlaşıp ara ara sansürlediği  aceleci cümlelerinizle vuracaktır açığa kendini. Hayata tutunma çabanızı şöyle dile getirebilirsiniz; "kaç taksit...benim...hediye puanım da.."


Mutsuzluğun kanattığı yaralara pos makinemle dikiş atıp gülümseyerek evinize dönmenizi sağlamak işim.Eşiniz ona aldığınız bu harika cüzdana bayılacak inanın ve kendiniz için aldıklarınız da birer birer öyle yakıştı ki size, gözlerine inanamayacağından şüphe etmeyin.

Yalan söylediğimi farketmeyecek kadar güvenirsiniz bana. Bazen üzmüyor değil, ama bu esasen sizin talebiniz.


Kadın yarım konuşuyor...Tamamlamazsam ailemden gelen üç beş kuruşla kitaplarımdan fazlasını alacak şansım yok. Yarasını onlarca barkodla temizlemezsem, O'nu haftanın dört günü buraya yollayan "eksikliği" unutturmazsam, tüm ay makarna yiyeceğim.  Yarım kalmış cümlesini tamamlıyorum doktor yorgunluğu ve özgüveniyle.O'na kredi kartını patlatmış olduğunu söyleyemem; bu nabzını daha da yavaşlatacaktır. Bunun yerine kampanyanın kapsamadığı diğer kartlarından birini kullanırsa, taksit erteleme şansı olacağından bahsediyorum. Gözleri parlıyor, cümlesi tamamlanıyor. Yarımlığını unutup kartı uzatıyor.


Mesaim on dakika sonra bittiğinde, yarım yamalak hazırlandığım sınava gecikmemek uğruna yarısını yiyeceğim yemeğin..Yarım kalacak içeceğim..Uykum da uyanıklığım da daima yarım. Başkalarının tüketerek tamamlanmasına yardımcı oldukça eksilmeyi sürdürmenin karnımı doyuracağı bir düzenin aşınmaya  mahkum dişlisiyim.
Bu arada,
Hoşgeldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim?






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder