23 Şubat 2013 Cumartesi

AYNA YOK





Hastalıktan ziyade, bir örgütlenme şekli var. Zamanın akışıyla, dünyanın dönüşüyle midesi alaşağı olanlarca sürdürülen..

Burada,
her şey yeni kalsın isteyenler var..Daha ilk cümlenin sonunda, ilk sözcüğü özleyenler.. Dolapta etiketi çıkarılmamış elbiseleri var. Bolluktan değil, aşktan... Hayatın durduğu yerde eskiyen anları var. El sürülmeden anılara dönüşen.. Koltuğa gömülerek gözlerini sımsıkı kapayıp zamanın akışına şahitlik etmeyi reddeden insanlar bunlar. Büyü bozulmasın diye tozu bile alınmayan hediyeleri var.. Kokusu akmasın diye asla yıkanmayan mendilleri ve tütsüsü uçmasın diye verilmemiş nefesleri var..

Hiç ayna yok.

Saplantıdansa, bir örgütlenme şekli var. Saat kadranına açtıkları savaşa gönüllü asker arıyorlar. Kanabilirsiniz kolayca, tatlı dilleri var..

Dudağa götürülmeyen dolu kadehleri var, bitmesin diye. Aralarında susuzluktan ölenler var. Çılgınca patlıyor flaşlar, her anı ölümsüzleştirip kağıda hapsediyorlar. Artık yüz sürmedikleri yatakları, ter ve nefes bulaşmamış çarşafları var.  Uykusuzluktan bayılıyorlar.. Avuçlarındaki tezcanlı kelebelek uçmasın diye, bazen ömürlerce kıpırdamadan öylece duruyorlar.


Akıntıda umarsızca ilerleyen milyarlarca insana nehir kenarından el uzatıyorlar. İkna olmanız çok kolay, sıcacık elleri var. Dünya dönerken daima aynı yerde kalıyorlar. Çimlere sırt üstü uzanıp bulutların ağır ağır uzaklaşmasını keyifle izliyorlar. Bu ritüel onlara "kaldıkları" hissi veriyor. Hareket etmeyi, akan zamanla sürüklenmeyi, çekiştirilmeyi reddediyorlar. Yaşlanmayan heyecanlar var. Yadsınıp alışkanlığa dönüştürülmemiş, el sürülmemiş tutkular var. Açılmamış doğum günü hediyeleri ve asla oturulmayan yemek masaları var.

Hissettirmeden sizi içlerine almaları an meselesi. Bir "bu an hiç bitmesin"inizde girip kolunuza, götürüveriyorlar. Direnmeye içiniz elvermez, dudak büküyorlar.

Hastalıktan ziyade, bir örgütlenme şekli var. Zamanın akışıyla, dünyanın dönüşüyle midesi alaşağı olanlarca sürdürülen..Durmuş saatler, yırtılmamış kozalar, erimeyen mumlar, kurulmamış cümleler, gidilmemiş yerler, yerini sıradakine bırakmayan mevsimler..

Hiç ayna yok. Veda sözcükleri yasak.

Burada,
her şey yeni kalsın isteyenler var..Yazının sonunda,  ilk cümlenin özlemiyle içi titreyenler.
Başaramadıkça hayal kırıklığıyla ölüp, azalıyorlar. Bu sebeptendir, yeni üyelere daima aç oluşları.


Bu anı yitirmek ve özlemek istemiyorsanız,
O anı geride bırakmış olmayı kabullenemiyorsanız,
vaktidir, 
-Sezmiş olmalısınız ki onların tarafındayım, saçma oluşları malesef umrumda olmaksızın-

Tutun elimi hadi, götüreyim sizi.
Ama anlaşalım peşinen, atın onu lütfen elinizden,


Ayna yok!
..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder