7 Şubat 2013 Perşembe

Buzz Gibi Heykeller




Buzdan heykeller yapıyorum.. Buzz gibi heykeller..
Yazın tezgahımda eriyik gölgeler taşıyorum kimselere satamayınca..
Kışın bir bir akıtıyorum ölü sermayemi koynumda..

Üşüten, donduran heykeller yontuyorum. Parmaklarım daima buruşuk olup, istisnasız soğuk ellerim..

İçinize aksın diye ışık yılı uzaklıktan ölü bakışlarıyla, ölü adamlar ve ölü kadınlar kırpıyorum buzdan..Uçuşmaya çalışan iğne uçlu saçlar düşürüyorum kadınlarımın göğsüne. Uzanıp donakalmış eller yaratıyorum sudan ve soğuktan...


Hiçbirinizin salonun baş köşesine oturtmayacağı çocuk figürler doğurtuyorum termometrenin dibe vurduğu yere.. Karnı tok ve mutlu çocuk büstleri yapıyorum, kimsenin inanılır bulamadığı ve kimsenin umutla uzanıp dokunmadığı.. Güneşten korkan omuzlar yapıyorum size, erimeye mahkum sırtlar üzerinde yükselen.. Hissinden nefret edeceğıniz ölümlü yalanlara dokunuyorum soğuktan yanmış parmalarımın ve tırnaklarımın ucuyla.. Nasıl da yadsıyor, nasıl da küçümsüyorsunuz şeffaf krallığımın kelebek ömürlü askerlerini..


Buzdan heykeller yapıyorum.. Buzz gibi heykeller..
Sarılarak uyuyup, koynumda eritiyorum hepsini gece olunca..
Tezgahımda eriyik gölgeler taşıyorum kimselere satamayınca..


Asla budanmayacak ağaçlar ve toprağına sığmayan kökler yaratıyorum -sizden soğuk olmasın- akmaktan vazgeçmiş sulardan. Kapanmayacak göz kapaklarının altına ancak oda sıcaklığında akan göz yaşları konduruyorum. Yolunu bulamayacağınız evler yontuyorum içinde kışın bile soba yanmayan. Geri dönemeyeceğınız yabancı ve ürküten yollar kazıyorum buzdan dağıma.

Çocuk düşüne sığışmış sahtekar masallar satıyorum buzdan tezgahımda..


Buzdan heykeller yapıyorum.. Buzz gibi heykeller..
Öptükçe dudaklarıma yapışan anne elleri, sevgili dizleri, baba yüzleri ve çocuk gözleri.. Eritiyorum hepsini gece olunca koynumda..Güneşten değil, elimden olsun diye ölümleri..

Buzdan heykeller yapıyorum.. Buzz gibi heykeller..
Buz gibi..
Buz...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder